Kira sözleşmesi, bir malın kullanma ve yararlanma hakkının belli bir bedel karşılığında başkasına devrini öngören ve şahsi hak doğuran bir sözleşmedir. Ancak herkese karşı ileri sürülmesini mümkün kılmak için Borçlar Kanunu 312. maddesinde kira sözleşmelerinin tapuya şerh verilebileceği düzenlenmiştir.
Kira sözleşmelerinin, yazılı olarak yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Sözlü olarak yapılan ve fiili olarak uygulanan kira sözleşmeleri de ispatlandığı takdirde geçerlidir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 327 hükmü gereği adi kira sözleşmelerinde belirli süreli kira sözleşmesi sona ermesine rağmen kiracılık ilişkisi devam ediyorsa bu durumda kira sözleşmesi belirsiz süreli kira sözleşmesine döner. Oysa yine Türk Borçlar Kanunu Madde 347 hükmü gereği, konut ve çatılı işyerlerinin kiralanmasında, kira sözleşmesinin kiracı tarafından 15 gün önceden yazılı bildirim ile fesih edilmemesi durumunda, sözleşme aynı koşullarda 1 yıl daha uzamış sayılır. Adi kiralamalarda sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa kiracı kiralananı alt kiraya verebilir. Ancak Türk Borçlar Kanunu Madde 322 hükmü gereği, konut ve çatılı işyerlerinin kiralanmasında kiraya verenin yazılı izni olmadan kiracı kiralananı alt kiraya veremez.
Kiraya verenin yazılı rızası alınarak, kiracı kira ilişkisini devir edebilir. Kiraya veren haklı sebebi olmadıkça bu rızayı vermekten imtina edemez. Ancak Türk Borçlar Kanunu 323. Maddesi gereği eski kiracı kira ilişkisinin bitimine kadar ve en fazla 2 yıl süre ile kira bedeli ve yan ödemeler yönünden müteselsil sorumlu olmaya devam eder.